Yeni Binalarda Yenilenebilir Enerji: Zorunluluk mu Fırsat mı?

2025'ten itibaren 2000 metrekare ve üzeri tüm binalarda yenilenebilir enerji kullanımının %10'a çıkarılması, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından duyuruldu. Bu adım, uzmanlar tarafından olumlu karşılanıyor ve zamanla bir zorunluluktan ziyade bir fırsat olarak görüleceği belirtiliyor. Bu uygulamanın kentsel dönüşüm projeleriyle entegre edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Sadece deprem dayanıklılığı değil, enerji bağımsızlığı da hedeflenmeli. Bu düzenleme, konutların yanı sıra ticari ve sanayi yapılar için de geçerli olmalı. Ayrıca, Türkiye'nin enerji kaynakları açısından zengin olduğunu ve bu potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatmakta fayda var. 2023'ten beri enerji kimlik belgelerinde 'B sınıfı' enerji performansı zorunluluğu da yenilenebilir enerjinin önemini gösteriyor.

Enerji Güvenliği ve Dış Politika Bağıntısı

İstanbul Gelişim Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Fatih Fuat Tuncer, enerji güvenliği ile dış politika arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail-Filistin-Lübnan-İran eksenindeki çatışmalar ve Suriye'deki gelişmeler, enerji güvenliğini tehlikeye atıyor ve enerji maliyetlerini artırıyor. Enerjide dışa bağımlı ülkelerin dış politika kabiliyetleri de sınırlı kalıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Dubai'deki COP28 İklim Zirvesi'ndeki açıklamaları, Türkiye'nin yenilenebilir enerji alanındaki adımlarının önemini vurguluyor. Türkiye, 2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmeyi ve 2030'a kadar emisyon azaltım hedeflerini iki katına çıkarmayı planlıyor. Bu hedefler, enerji bağımsızlığı ve uluslararası baskılardan kurtulmayı sağlayacak. Bu sayede Türkiye dış politikada daha güçlü adımlar atabilecek.

2053 Hedefleri ve Türkiye'nin Yenilenebilir Enerji Stratejisi

Türkiye, yenilenebilir enerji payını toplam kurulu gücün %55'ine çıkardı. Jeotermal enerji kurulu gücü bakımından Avrupa'da birinci, dünyada dördüncü; hidroelektrik santrali kapasitesi bakımından ise Avrupa'da ikinci sırada yer alıyor. COP28'de dünya liderleri, 2030 yılına kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma konusunda anlaştılar. Türkiye'nin bu hedefe uyması, enerji maliyetlerini düşürecek ve karbon yoğunluğunu azaltacaktır. Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra yeniden inşa edilen şehirlerde iklim ve çevre dostu yapıların önceliklendirilmesi büyük önem taşımaktadır. 2053 net sıfır emisyon hedefi, Türkiye'nin sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını gösteriyor. Bu hedefin gerçekleşmesinde enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerji projeleri kilit rol oynayacak.